18 Eylül 2010 Cumartesi

.

Yine de devam ediyor.

Kendi içimizde birçok şeye nokta koysakta ya da bu son diyerek olylara e yaşananlara son vermeye çalışsakta yine de hayat devam ediyor.

İsanoğlu 'sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer' deyip, her mutlulğun sonunda bir acıya ulaştığında yoğurdu artık üfleyerek bile yemiyor.

İhanete uğradığı için arkadaşlıktan uzaklaşıyor, aldatıldığı için sevmekten korkuyor, canı yandığı için mutlu olmaktan bile kaçıyor. Aslnda sadece kendini dünyadan soyutluyor ve hiç bir duygunun olmadığı kimsesiz bir dünya yaratmaya çalışıyor kendine. Gerçeklikten uzak, sevgiden mahrum, yapmacık bir dünya... Kimseyi gerçekten almıyor artık dünyasına. Canı acımasın diye gaddarlaşıyor, üzülmemek için sevmiyor, mutlu görünmek için hiç yapmadığı şeyler yapıp kimsesiz dünyasında kendisine ait olmayan bir kişiliğe bürünüyor.

İnsanlar kendini dünyadan soyutlamaya çalışıyor.

Ne mümkün ki bu elde değil. Bir kalbin varsa elbet bir gün hızlı atar, sevdiklerin varsa kaybettiğinde elbet üzülürsün, arkadaşların varsa gülersin de ağlarsın da. Bunları yaşıyorum diye hayata küsmemeli insan asıl duyguların hiç birini tatmıyorsa şüphe etmeli insanlığından. Acıyı bir şekilde hayatın bir yerinde tadarsın.

Acı kaçınılmazdır.

İnsanlar acıyı tattıkça olgunlaşır. Ardından mutluluğu tadarlar. Ama herşeyi yşayarak öğrenirler. Kedini dünyadan soyutlamaya çalışan ve hayata küsen insanlar dünyaya geldikleri gibi giderler ve sadece kendi hayatlarından çalmış olurlar. Çünkü onların buzul dünyasında hayat buz tutmuştur ve yok ettiği sadece hayatının yaşanmaya değer yılları ve içinde kaybolup giden insanlığıdır.

İnsanlar boş yere hayatında bi dünya yaratmamalı.

Dünyamızda hayat varken.